246. Hikmet

 


    
Karanlık ulu şehirden dağlar aşıp,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar. 
Muhabbetin deryâsı gibi kaynayıp taşıp, 
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Şeriatın şerbetinden doyasıya içip, 
Tarikatta seyran kılıp, özden geçip, 
Hakikatda “Hû”-“Hû” diye candan geçip, 
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Dünyâ için bu dünyâya geldiğim yok, 
Ukbâ için tarikata girdiğim yok, 
Hakk’tan özge sevdâları bildiğim yok,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Şeriatın ahkâmına amel kılıp,
Tarikatın terki için cedel kılıp,
Hakikatte ölmekliği vâcib bilip,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Mücahede l makâmında can incitip, 
Muhabbetin meydanında baş oynatıp, 
Garîblikte zehir-zakkum çok çiğneyip,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Hakk Teâlâ nasib kılsa cemâlini,
Kulluk içre görüp Hakk’ın kemâlini,
Haram koyup, alıp Hakk’ın helalini,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Aşk sevdâsı başa düştü, hayrân oldum,
Bu sevdâdan tutuşup-yanmayıp biryan oldum, 
Biryan olup, Hakk önünde sultan oldum,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Otuz üç bin şeriatta seyran olup,
Otuz üç bin tarikatta tayran olup,
Otuz üç bin hakikatta hayrân olup,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Muhabbetin deryâsına dalıp girip,
Şuursuz olup, o deryâdan gevher derip, 
Muradına göre âşıklara ondan verip,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Muhabbetin derdi değdi, edâ oldum,
Devâ arayıp, eşiklerde gedâ oldum,
Gedâ olup, fenâ içre fenâ oldum,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

Kul Hoca Ahmed, kul olarak giryân oldum,
İki âlem varlığından üryân oldum,
Kulluk içre kulluk kılıp, sultan oldum,
Bu dünyâya dîdâr için geldim, dostlar.

sonraki
Divanı Hikmet görseller için
Resim Galerisi